Yüksek Mahkeme, temyiz mahkemesinin Ruanda’nın politikasını yasa dışı bulan kararının haklı olduğuna hükmetti.
İngiltere’nin en yüksek adli otoritesi olan Yüksek Mahkeme, İngiliz hükümetinin göçmenleri Ruanda’ya sınır dışı etme planının yasa dışı olduğuna karar verdi.
Yargıtay, oybirliğiyle aldığı kararla, Yargıtay’ın aynı kararını haklı bularak konuya son verdi. İçişleri Bakanlığı istinaf mahkemesinin kararını Yargıtay’a taşıdı.
Yüksek Mahkemenin kararını açıklayan komisyon başkanı Yargıç Robert Reed, Ruanda’nın İngiltere’den gönderilen sığınmacılara kötü muamele etmeme sözünü tutma konusunda güvenilemeyeceğini söyledi.
Geri gönderme riskini ortadan kaldırmak için gelecekte gerekli değişikliklerin yapılabileceğini vurgulayan hakim, mahkemenin bu aşamada durumun böyle olmadığını tespit ettiğini ve İçişleri Bakanı’nın mahkemenin önceki kararına yaptığı itirazı reddettiğini söyledi.
Sunak: Sonraki adımları değerlendireceğiz
Başbakan Rishi Sunak, mahkemenin kararına ilişkin yaptığı açıklamada, bundan sonraki adımları değerlendireceklerini söyledi.
Yargıtay’ın son kararından önce diğer mahkemelerin de kaçak göçmenlerin güvenli bir üçüncü ülkeye gönderilmesini yasal bulduğunu belirten Sunak, “Bu, Hükümetin başından beri net olan görüşünü doğruluyor.” dedi.
Ülkeye yasa dışı giren göçmenlerin hayatlara zarar verdiğini ve İngiliz vergi mükelleflerine her yıl milyonlarca lira yük bindirdiğini hatırlatan Sunak, er ya da geç buna son vereceklerinin sözünü yineledi.
“Ruanda’ya güvenilemez”
“Bu davada uygulanacak hukuki test, Ruanda’ya gönderilen sığınmacıların gerçek bir geri gönderilme riskiyle (yani insanları menşe ülkelerine geri gönderme) karşı karşıya kalacağına inanmak için makul gerekçelerin olup olmadığıdır.” Hakim, İstinaf Mahkemesi’ne sunulan deliller ışığında bu inancın düzeltilebileceğine inandığını belirtti.
Lord Reed, İsrail ile Ruanda arasındaki benzer bir anlaşmaya atıfta bulunarak, Ruanda’nın kimliği belirlenemeyen kayıplar ve işkence de dahil olmak üzere zayıf insan hakları siciline ve sığınmacıları risk altında olabilecekleri kendi ülkelerine geri göndermeme yönündeki kuralsız kararına değindi.
İsrail ile Ruanda arasında 2013-2018 yılları arasında imzalanan anlaşmanın şartlarına rağmen “sığınmacıların sıklıkla başka bir ülkeye gönderildiğini ve orada geri gönderilme olasılıklarının yüksek olduğunu” belirten hakim, bu durumun Ruanda’ya güvenme olasılığı konusunda soru işaretleri yarattığını ifade etti. . .
Lord Reed ayrıca, mültecilerin gerçek bir sömürü riskine maruz kalmaları halinde menşe ülkelerine geri gönderilmemeleri gerektiği ilkesinin birçok İngiliz yasasında yer aldığını vurguladı.
Devrik İçişleri Bakanının rüyasıydı
İngiliz hükümeti, Ruanda’daki politikasının, sığınmacı göçmenlerin Kanal’ı yasa dışı yollardan geçerek hayatlarını riske atarak İngiltere’ye geçmelerini önleyeceğini ve insan kaçakçılığı çetelerinin iş modelini kıracağını söylüyor.
Muhalefet politikacıları, mülteci grupları ve insan hakları örgütleri, planın etik dışı ve uygulanamaz olduğuna dikkat çekiyor.
Ruanda ile yapılan anlaşmanın ardından İngiliz hükümetinin ülkeye yasa dışı yollardan giren ve sığınma talebinde bulunan göçmenleri sınır dışı etme girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
Yargıtay kararından iki gün önce, en büyük hayalinin göçmenleri Ruanda’ya taşıyan uçakların havalanması olduğunu söyleyen İçişleri Bakanı Suella Braverman kovuldu.