Yazın serinlemek için kullanılan deniz ve havuz, sindirim sistemi enfeksiyonlarından genitoüriner sistem enfeksiyonlarına, cilt enfeksiyonlarından ve mantarlardan dış kulak yolu ve göz enfeksiyonlarına kadar pek çok hastalığa iyi gelebilir. önlem alınmıyor. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Bozkurt, enfeksiyonlardan korunmada etkili olacak önerilerde bulundu. Bozkurt, deniz veya havuzdan çıktıktan sonra duş alınması gerektiğini, havuza girerken bone, dalgıç gözlüğü ve kulak tıkacı kullanılması gerektiğini, ortak havuzlara 2 yaş altı çocukların alınmaması gerektiğini vurguladı.İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Bozkurt, yaz aylarında sıklıkla karşılaşılan havuz ve deniz kaynaklı enfeksiyonlar hakkında bilgi verdi.Yutma ve suyla temas yoluyla bulaşabilir.Gerekli önlemler alınmadığı takdirde deniz ve havuz sularının enfeksiyon riskini artırabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Fatma Bozkurt, şöyle konuştu: “Yaz aylarında yapabileceğiniz en güzel aktivitelerden biri de yüzmek. Ancak bazı önlemler alınmadığı takdirde deniz ve havuz suları bulaşıcı hastalık riskini artırmaktadır. “Yüzdüğümüz suda bulunan mikroplar veya kimyasallarla kirlenmiş enfekte sulardan çıkan buharların yutulması, temas edilmesi veya solunması ana bulaşma yollarını oluşturuyor” dedi. Sıklıkla karşılaşılan ve bazen ciddi sonuçlara yol açabilen enfeksiyon hastalıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Fatma Bozkurt, sindirim sistemi enfeksiyonları, genitoüriner sistem enfeksiyonları, cilt enfeksiyonları ve mantarlar, dış kulak yolu enfeksiyonları ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı uyarılarda bulundu. sinüzit ve göz enfeksiyonları.Sindirim sistemi enfeksiyonları listenin başında yer alıyor…Yüzme havuzlarından bulaşan başlıca enfeksiyonların sindirim sistemi ve özellikle ishal olduğunu belirten Prof. Bozkurt, şunları söyledi: “Rotavirus, Hepatit A, Salmonella (tifo), Shigella (dizanteri), E. Coli (turist ishali) başta olmak üzere çok çeşitli virüs ve bakteriler, kan dolaşımı olan havuzlarda uzun süre yaşayabilmektedir. Yetersiz su ve klorlama. . Bu mikroplarla enfekte olmuş bir bebek sudayken bezini kirletirse veya bir yetişkin dışkı kazası geçirirse, bunlar suya bulaşabilir. “Bu mikropları içeren havuz suyunun tüketilmesi sağlıklı yüzücüleri enfekte edebilir ve ishale neden olabilir” diye uyardı.Havuzda sakız çiğnenmemeliSindirim sistemi enfeksiyonlarından korunmak için alınabilecek önlemlerden bahseden Prof. Dr. Bozkurt, şöyle konuştu: “Klorlaması ve su sirkülasyonu yetersiz olan yüzme havuzlarına girilmemeli. Havuz suyunu yutmamaya dikkat etmelisiniz. Özellikle sakız çiğnerken su yutulabileceğinden yüzerken sakız çiğnenmemesi tavsiye edilir. Çocuk havuzu ile yetişkin havuzunun ayrı olduğu tesislerin tercih edilmesi önemli” dedi.İdrar yaparken yanma hissine ve sık idrara çıkma hissine dikkat!Prof. ayrıca genitoüriner sistem enfeksiyonlarından da bahsetti. Dr. Bozkurt, şunları söyledi: “İdrar yolu, genital mantar ve vajinal enfeksiyonlar da sık görülüyor. Deniz kenarında veya havuzda ıslak mayoyla uzun süre oturmak, genital bölgenin uzun süre nemli kalmasına neden olarak bakteri veya mantar gibi mikroorganizmaların çoğalması için ideal bir ortam oluşturur. Bu hastalıklarda idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, bel ve kasıkta ağrı, genital bölgede yanma, kaşıntı ve akıntı gibi belirtiler ortaya çıkabilmektedir. “Bu rahatsızlıklar yaşam konforunu etkilese de, uygun şekilde tedavi edilmezse böbrek kaybı ve diyaliz gibi olumsuz sonuçlara da yol açabilir” uyarısında bulundu. Bu tür enfeksiyonlardan korunmak için dikkat edilmesi gereken hususlara değinen Prof. Temiz ve hijyenik olmayan tuvaletler kullanılmamalı” dedi.Havuzda yüksek cilt enfeksiyonu ve mantar riskiYüzme havuzları aracılığıyla bazı cilt enfeksiyonları ve mantarların bulaşabileceğine dikkat çeken Prof. Sıcaktan dolayı artan terleme nedeniyle ciltte oluşan lekeler ve aşırı miktarda klor içeren havuz suları ciltte tahrişe neden olarak uyuz, impetigo, mantar gibi cilt hastalıklarının gelişmesine yol açmaktadır.” Cilt enfeksiyonlarından ve mantarlardan korunmada hijyen tedbirlerinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Bozkurt, şöyle konuştu: “Havuz alanına girmeden önce ayaklarınızı antiseptik solüsyonla yıkamak, duş almak ve bone takmak gerekiyor. “Havuzdan çıktıktan sonra cildinizi her türlü mikroptan ve fazla klordan arındırmak için hemen duş almalı, en kısa sürede temiz kişisel havluyla kurulamaya özen göstermelisiniz” dedi.Kulağa giren su bir davettirDış kulak yolu enfeksiyonlarının ciddi sorunlara yol açabilecek bir sorun olduğunu kaydeden Prof. koruyucu işlevi bozulur ve başta Pseudomonas Aeruginosa olmak üzere çok çeşitli bakteriler buraya yerleşir.” Bakterilerin burun yoluyla sinüslere ulaşarak halk arasında sinüzit olarak bilinen sinüs iltihabına neden olabileceğini söyleyen Prof. Havuz suyundan gelen kulak da kulak iltihabına neden olabiliyor. Önce kaşıntı, sonra iltihaplı, kokulu akıntı şeklinde kendini gösteriyor, zamanla işitme kaybına yol açabiliyor” diye konuştu. “Aktif kulak enfeksiyonu varsa ya da kulağa tüp takılmışsa havuza girmekten kaçınmalısınız.” Havuza girmek veya suya atlamak.” dedi.Havuzda gözlerinize dikkat edin!Yüzme havuzu ve deniz suyuyla bulaşabilen bir diğer hastalığın da göz enfeksiyonları olduğunu söyleyen Prof. Dr Fatma Bozkurt, şunları söyledi: “Gözlerde bakteri veya sudaki klorun neden olduğu tahriş nedeniyle konjonktivit gelişebilir. Gözlerde kızarıklık, yanma, batma ve salya akması gibi rahatsızlıklara neden olabilir. Bakteriyel konjonktivitlerde salya akması görülürken, sadece kimyasal tahrişe bağlı gözlerde kızarıklık ve şiddetli göz ağrısı görülebilir. Bazen halk arasında kırmızı göz olarak bilinen adenovirüs adı verilen virüsler de göz hastalıklarına neden olabiliyor. Bu virüs sadece göz kızarıklığına değil aynı zamanda krup, soğuk algınlığı, boğaz ağrısı ve ishale de neden olabilir. “Havuzlara girerken mutlaka gözlük kullanmalısınız veya gözlük takmak istemiyorsanız suya dalış yaparken gözlerinizi kapalı tutmalısınız” uyarısında bulundu. Dr. Fatma Bozkurt, havuza girerken dikkat edilmesi gerekenleri şöyle sıraladı:
- Su sirkülasyonu yüksek olan büyük havuzlar tercih edilmelidir.
- Havuzunuzdaki suda gözle görülür kirlilik veya bulanıklık varsa kesinlikle havuza girmeyin.
- En son analiz sonuçlarının (sıcaklık, pH, serbest klor değerleri ve suyun mikrobiyolojik özellikleri) düzenli olarak kontrol edildiği ve dezenfekte edildiği yüzme havuzlarında, havuza girenlerin görebileceği bir panel üzerine asılan yüzme havuzları tercih edilmektedir.
- Yeterli dezenfeksiyonun yapılmadığı, su sirkülasyonunun olmadığı ve aynı suyun filtrelenmeden defalarca klorlandığı yüzme havuzlarına girilmesine izin verilmemektedir.
- Genel hijyen kurallarının uygulanmadığı, dışarıda kullanılan ayakkabı ve terliklerle havuz alanına girilmesinin mümkün olduğu, bone kullanımının zorunlu olmadığı yüzme havuzlarına girilmemesi tavsiye edilir.
- Yüzme havuzları kalabalık olduğu gün ve saatlerde değil, daha az kişinin girdiği zamanlarda tercih edilmelidir. Çünkü ne kadar dezenfeksiyon yapılırsa yapılsın klorun bazı mikroplar üzerinde etkili olması zaman alır.
- Havuza girişte bone, dalış gözlüğü ve kulak tıkacı kullanılması zorunludur.
- 2 yaşın altındaki çocukların ortak havuzlara girmesine izin verilmemelidir. İdrar ve dışkısını iyi kontrol edemediği için içme suyundan enfeksiyon kapabilir veya başkalarına bulaştırabilir.
- Yüzme havuzuna girecek yaştaki çocuklara su yutmamaları, suya dalarken ağızlarını ve burunlarını kapatmaları öğretilmelidir. Hepatit A ve rotavirüs aşılarının özellikle yaptırılması gerekmektedir.
- Yüzme havuzlarında hayvanlar asla insanların yanında bulunmamalıdır.
- Tüm bu hastalıkların tedavisi için Enfeksiyon Hastalıkları olarak da bilinen enfeksiyon hastalıkları bölümüne başvurulması tavsiye edilir.
Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–