Dünya Otizm Farkındalık Günü, insanların otizm konusunda farkındalık yaratmasına yardımcı olan özel günler arasında yer alıyor. AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi, otizmli bireylerin günlük yaşamlarını kolaylaştırmak ve sosyal hayatta daha aktif rol alabilmeleri için bu alanda önemli çalışmalar yürütüyor. AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nilay Kayhan ve AB Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk ve Ergen Sağlığı ve Ruh Hastalıkları Anabilim Dalı, AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sezen Köse bilgi verdi. “Dünya Otizm Farkındalık Günü”nde. Otizmin tanımına ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Sezen Köse, 'Otizm, nörogelişimsel bozukluklar ve farklılıklardan kaynaklanır; Bunlar sosyal etkileşim ve iletişimde yaşanan zorluklar, davranış farklılıkları, takıntılı ilgiler ve duyusal hassasiyetlerdir” dedi.
'AYRINTILI DEĞERLENDİRMELERİN YAPILMASI ÇOK ÖNEMLİ'
Çocukluk döneminde erken tanının önemine vurgu yapan Prof. İşaret edememe, sevinçleri ve ilgi alanlarını paylaşamama da ilk aşamalarda kendini göstermektedir.Otizmli vakaların yüzdesi 35-40 civarında zihinsel engelli iken, vakaların yaklaşık %60'ının zihinsel düzeyi normal sınırlardadır. Yani sanılanın aksine herkes “Otizmli bireyin zihinsel engeli vardır. Özellikle çocukluk döneminde bu belirtilere dikkat edilmeli ve çocuk erken dönemde özel eğitime yönlendirilmelidir. Bu noktada en önemli nokta otizmden şüphelenildiği zamandır. “Çocuk ve ergen psikiyatristi tarafından muayene edilip değerlendiriliyor.”
'EGE ÜNİVERSİTESİ OTİZMLİ BİREYLERİN KISMI'
Otizm farkındalığının önemine dikkat çeken Prof. Otizmli bazı bireyler sıklıkla akademik başarıya ulaşsalar da sosyal yaşamda ve iş hayatında zorluklar yaşamaktadırlar. Bu nedenlerden dolayı otizm farkındalığının çok erken yaşlarda toplumsal olarak benimsenmesi otizmli bireyler ve aileleri için en büyük destek olacaktır. Son araştırmalara göre 36 çocuktan birinde otizm görülüyor, bu da her ilkokul sınıfında bir otizmli çocuk olabileceği anlamına geliyor” dedi.
“ERKEN TEŞHİS SONRASI BÜTÜNSEL BİR BAKIŞ AÇISI UYGULANMALIDIR”
AB Özel Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Nilay Kayhan, “Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan çocukların küçük yaşlardan itibaren eğitimine yönelik sistematik, destekleyici ve kapsayıcı öğrenme ortamlarının oluşturulması büyük önem taşıyor. Bu süreçte farklı disiplinlerden uzmanların koordineli bir planlama yapması gerekiyor. Aile ve çocuğun; izleme çalışmalarına da yer verilmesi ve hizmetlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekiyor.” Bir diğer önemli faktör ise erken çocukluk dönemi de dahil olmak üzere eğitim ortamlarında birey odaklı tasarımın kalitesinin göstergeleridir. Bu nedenle evrensel tasarım temelli uygulamalar ve eğitsel uyarlamalar ön plana çıkmaktadır. Kapsayıcı yaklaşımların başarısının en önemli unsuru uygulamalarda etkili müdahalelerin ve kanıta dayalı uygulamaların yer almasıdır. “İzleme ve değerlendirme çalışmalarının benimsenmesi. Çocukların erken iletişim, dil ve sosyal becerilerinin desteklenmesi, otizm spektrum bozukluğu tanısı alan çocukların gelişimsel bütünlüğü açısından önemli kabul ediliyor” dedi.
“HAK TEMELLİ BİR EĞİTİM FELSEFESİ BENİMSENMELİ”
Doç. -OSB'li öğrencilerin eğitiminde müdahale perspektifi çizilmeli ve kanıta dayalı uygulamalara yer verilmeli, Sınıf içi ve ders dışı ortamlarda sosyal hayata tam katılımları desteklenmeli, Yasal normlar ve izleme ve değerlendirme verileri esas alınmalıdır. Eğitime, sağlığa, sosyal hizmetlere, istihdama ve sosyal hayata tam katılımları için her çocuğun kaliteli eğitim hakkı, bireysel gelişimsel farklılıklara, temel temelleri ön planda tutan kapsayıcı hukuk yaklaşımlarına ve hak temelli bir yaklaşımın benimsenmesine dayalı olarak koordine edilmektedir. OSB'li çocukların erken çocukluktan ve anaokulundan başlayarak en temel insan haklarından biri.”