
Avrupa Birliği'nin (AB) başkenti Brüksel'in biranın, çikolatanın, waffle'ın, gerçeküstücülüğün, çizgi romanın ve hatta yoksulluğun başkenti olduğunu yazdım. Ama bir gün buranın “casusluk başkenti” olarak adlandırılacağını hiç düşünmemiştim. İstihbarat uzmanı Kenneth Lasoen Brüksel'deki Bruzz yayınına şöyle diyor: “Abartmadan, Brüksel'i casusluğun dünya başkentleri arasında ilk sıraya koyabiliriz. Elbette mantıklı. NATO karargahı burada, AB büyükelçilikleri ve temsilcilikleri, STK'lar, lobi kuruluşları, düşünce kuruluşları (Düşün, teşekkürler. Bu kuruluşların bazıları göründükleri gibi değil.” NATO karargahı 1967'de Paris'ten Brüksel'e taşındığında casuslar da onu takip etti.
ÇEKİM MERKEZİ
Brüksel yabancı gizli servislerin çekim merkezidir. Etrafta casuslar var. Burada dolaşırken farkında olmadan bir casusla konuşmuş ya da bir iki kadeh bira içmiş olabilirsiniz. Tam sayıları bilinmiyor ama Brüksel casuslarla dolu. Araştırmacı gazeteci Kristof Clerix'e göre casuslar gizli kimlikler arıyor. Casus kılavuzlarından bilinen bazı gizli kimlikler var. Diplomatlar, lobiciler, öğrenciler, stajyerler ve gazeteciler en klasikleridir. Brüksel'de bu tür örtülü kimliklere çokça rastlanıyor.
Vatikan'dan sonra dünyanın en eski gizli istihbarat ve güvenlik örgütüne sahip olan Belçika, casusları tanıma ve tespit etme konusunda deneyime sahip. Şüpheli casusları takip eder ve onların ilişki ağlarını ortaya çıkarmaya çalışır. Brüksel'de farkında olmadan yabancı bir casusla karşılaşabileceğiniz pek çok yer var. Örneğin Avrupa Parlamentosu'nun önündeki Lüksemburg Meydanı da kesinlikle bunlardan biri. Stajyerlerden üst düzey yetkililere kadar her türden insan, perşembe akşamları buradaki restoranlarda öğle yemeği yiyor veya bir veya iki bardak bira içiyor. Burada gizli servis personeli her şeyi rahatlıkla gözlemliyor. Burası kendileri için kullanabilecekleri hassas bilgilerle iletişim kurdukları yerdir.
“Bu bir tatil değil, bir vizyon değil, bu casusluk meselesi nereden çıkıyor, yoksa gizlice Türkiye'deki sürrealist casusluk nedeniyle tutuklamalardan mı bahsediyorsunuz?” demeyin. Son haftalarda yaşananlar Brüksel'in casusluk unvanını hak ettiğini gösteriyor.
Bunlardan ilki, diplomatik çevrelere erişimi olan bir kişi olarak “uluslararası diplomatik dünya” ile temasları olan, Rusya ve Çin adına istihbarat faaliyetleri yürüttüğünden şüphelenilen Brüksel polis memurunun gözaltına alınması ve ardından ağır kısıtlamalarla serbest bırakılmasıyla ilgili. Casuslukla suçlanan polisin gösteriler sırasında muhalif isimlerden fotoğraf veya bilgi topladığı da iddialar arasında. Detaylar gizli tutuluyor.
AB HAKKINDA SKANDAL
İkincisi, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán'ın 2012-2018 yılları arasında Brüksel'deki AB kurumlarını gizli bir istihbarat ağı aracılığıyla casusluk faaliyetleriyle izlediği iddiası. Bu faaliyetlerin Macaristan'ın AB'deki daimi temsilciliği üzerinden yürütüldüğü, o dönemde (2015-2019) Macaristan'ın AB Büyükelçisi olarak mevcut Avrupa Hayvan Sağlığı ve Refahından Sorumlu Komisyon Üyesi Olivér Várhelyi'nin bu temsilciliğe başkanlık ettiği iddia edildi. Avrupa Komisyonu'nun iddialara ilişkin başlattığı iç soruşturma kapalı kapılar ardında sürüyor. Von der Leyen, Várhelyi'nin uzaklaştırılması çağrılarına direniyor. Parlamento ve sivil toplumdan gelen baskılar artıyor. Yeşiller, liberaller ve sosyalistlerin de aralarında bulunduğu bazı gruplar bir soruşturma komisyonu kurulması çağrısında bulunuyor.
Varhelyi
İddialar, 22 Ekim Çarşamba günü Avrupa Parlamentosu'nda gergin bir tartışmanın merkezinde yer aldı. Bazı milletvekilleri bu olayın “AB tarihinin en büyük skandallarından biri” olabileceğini söyleyerek parlamento düzeyinde ayrı bir soruşturma komisyonu kurulmasını önerdi. Brüksel'de dolaşırken tanımadığınız bir AB diplomatının size yaklaşıp merhaba demesine şaşırmayın! Belki ikinci iş olarak casusluk yapıyordur.
