Kan donduran olay, 15 Eylül’de öğleden sonra Artuklu ilçesi Kotek Mahallesi’ndeki Orduevi karşısında meydana geldi. Fehmi Çoğala ile hurdacı kardeşi Orhan Çoğala arasında çadırda depolanan hurda malzemelerin çevreye saçılmasıyla ilgili tartışma yaşandı. Kardeşlerin tartışması kısa sürede büyüdü. Orhan Çoğala, ağabeyi Fehmi Çoğala’yı av tüfeğiyle vurup yaraladı. İhbarla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı Fehmi Çoğala, ilk müdahalenin ardından kaldırıldığı Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı. Orhan Çoğala gözaltına alınırken, ağabeyi Fehmi Çoğala’nın cenazesi otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edilerek toprağa verildi.
Orhan Çoğala, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece, ‘kardeşini kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
‘3 AY YÜRÜYEMEME SEBEP OLDU’
Çoğala, çıkarıldığı mahkemedeki ifadesinde hurdacılık yaptığını ve olay günü evinin yanında çadırda biriktirdiği hurda malzemelerin çevreye dağılmış olduğunu görünce, yan tarafta inşaat yapan ağabeyine sorduğunu belirterek, “Birçok eşyam caddenin üzerindeydi. Ağabeyim Fehmi oradaydı. İnşaat ile uğraşıyordu. ‘Bunları kim dağıttı’ dedim. Bana ağır küfür ve hakaretlerde bulundu. İlk başta hiçbir tepki vermedim. Eşyaları toplamaya başladım. Ağabeyimin ağır hakaretine rağmen tepki vermedim. Ben de ‘böyle devam ederse ya sen beni öldürürsün ya ben seni öldürürüm’ dedim. Ağabeyim ‘Sen erkek misin’ diye konuşmaya başladı. Yüzü değişti ve eline bir spatula aldı. Bana doğru havaya kaldırdı. İkinci kattan aşağıya doğru zıplamaya çalışıyordu. Ben bu hareketlerinden çok korktum. Çünkü 6-7 yıl önce beni döverek hastanelik etmişti. Hatta cinsel organımı da sıkarak benim 3 ay yürüyemememe sebep olduğu için çok korktum. Tekrar aynı şeyi yapacak zannettim. Ben de evime koştum” dedi.
‘İLK BAŞTA SİLAH AKLIMA GELMEMİŞTİ’
Çoğala, eve çıktıktan sonra ağabeyinin kendisine ve eşine ağır hakaret ve küfürler ettiğini belirterek, “Eve gelir diye korunmak amacıyla ben de elime bir şey alayım istedim. İlk başta silah aklıma gelmemişti. Evimin dış kapısını yumruklamaya başladı. Elime tahta almıştım, onu bırakıp yatak odasında bulunan tüfeği aldım. Adıma ruhsatlıdır, yarı otomatiktir. Dolu değildi, fişekleri de yanındaydı. 1-2 fişekle doldurdum. Eşim yanıma gelip ‘Ne yapıyorsun’ dedi, ben de ‘Havaya bir iki el ateş edeyim, belki korkar gider’ dedim. Sonra Fehmi’ye ‘Seni vuracağım, git buradan’ dedim. Ağabeyim buna rağmen eşimin yanında ağır küfürlerine devam etti. Bana Kürtçe ‘silah almış, deli deli. Sen mi bana silah sıkacaksın? Şimdiye kadar kaç kişiyi öldürdün? O tetiğe erkekler basıyor, senin gibi deliler, solaklar değil’ dedi. ‘Eşinin eteğinin altına gir’ dedi. Solak olduğum için ‘Solaksın, nereye sıktığın bile belli değil’ dedi. Eşim beni sakinleştirmeye çalışıyordu. O sırada tüfek ateş aldı. Ağabeyimin yere düştüğünü gördüm. Ardından ‘abi’ diye bağırdım. Sonrasında bir şey hatırlamıyorum” diye konuştu.
(DHA)