Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden biri “Terörden Arındırılmış Türkiye” sürecidir. Terör örgütü PKK, komisyon aşamasına geçmeden önce Türkiye'den çekileceğini duyurdu.
Bu durum kısa sürede gündeme gelse de İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu konuya ilişkin bazı değerlendirmelerde bulundu.
“Kendi başlarına durmadılar mı?”
Dervişoğlu, Sözcü TV'de şahit olduğu televizyon yayınında şunları söyledi: “Dağılmadılar mı? PKK kapanmadı mı? Hiçbir vazgeçme göstermediler. Ayrıca biri bana bir kez daha açıklamalı, demokratik araç ve yöntemlerle hukuki zemin yaratarak konuştukları siyasi entegrasyonla elde etmeye çalıştıkları şey ile 50 yıldır silahlarla neyi başarmaya çalıştıklarını bana açıklasın. Ne istiyorlarsa ne istiyorlarsa onu yapsınlar. Bu yönetmelikle ya da bu yönetmelikle bunu başarmak istiyorlar.” İstedikleri hukuk kurallarıyla bunu sağlamaya çalışıyorlar” dedi.
“KAPANMIŞ OLSA NEREYE GİDERDİ?”
PKK'nın “Türkiye'den çekiliyoruz” açıklamasına ilişkin soruyu yanıtlayan Dervişoğlu, şöyle konuştu: “Kim çekiliyordu efendim? Dağılmadılar mı? PKK kapanmadı mı? Daha önceki davalarda konuşmadık mı? 30 eşkıya vurulduğunda 'bu işler tamamlandı' diye genel kanaat oluşturmaya çalışan insanları uyarmadık mı? Kapatma varsa nereye çekiliyor? Gösteri amaçlı? Geri çekilme nedir?'' nasıl tanımlanması gerektiğini düşünün” dedi.
Dervişoğlu, şu ifadelerle devam etti:
“Kurdukları müzakere masalarıyla kendilerini Türkiye Cumhuriyeti ile özdeşleştirmişler. Bütün bunların sorumlusu bu devleti kendilerinin yönettiğini zannedenlerdir. Ben baştan beri uyardım. Birisi çıkıp bana diyor ki: 'Bu adamlar hırslarından vazgeçtiler, bu hedeflerden vazgeçtiler. Cumhuriyetin yapısına, vatandaşlık tanımına, dil birliğine olan düşmanlıklarını ortadan kaldırdılar.' Gösterdikleri bir teslimiyet yok. Ayrıca birisi bana tekrar söyledi. Açıklasın, demokratik araç ve yöntemlerle hukuki zemin oluşturarak bahsettikleri siyasi entegrasyonla elde etmeye çalıştıkları ile 50 yıldır silahlarla elde etmeye çalıştıkları arasındaki farkı anlatsın. Silahla ne istiyorlarsa, şimdi bu düzenlemeyle ya da uygulamak istedikleri hukuk kurallarıyla bunu sağlamaya çalışıyorlar.
“MİLLETİN NE KADAR İZİN VERECEĞİNİ GÖRECEĞİZ”
Dervişoğlu programda şu soruyu sordu: “Irak'ın kuzeyine çekildiklerini söyleyen PKK'lı teröristler TBMM'ye gelip siyaset yapacak mı?” Soruyu yanıtlayan Dervişoğlu, “Ne kadar ileri gidebileceklerini göreceğiz. Milletin buna ne kadar izin vereceğini göreceğiz. Bu tartışmaların toplumu nereye sürükleyeceğini göreceğiz.”
Dervişoğlu, açıklamasında “Medya savunma sınırlarına doğru çekiliyoruz” ifadesine ilişkin şunları söyledi: “Medya savunma sınırları ne anlama geliyor? Sözler söyleyenler var ve bunların yorumlanması gerekiyor. Medya savunma sınırları dediğimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin teröre karşı güvenliğini sağlamak amacıyla bir genelge yayınlayarak belirlediği alanlardır ve Türk Silahlı Kuvvetleri, düzenlediği operasyonlarla teröristlerin faaliyetlerini en aza indirmiştir. Polis birimleriyle birlikte oradayız. Şimdi medyada savunma sınırı demek Türk Silahlı Kuvvetlerinin müdahale alanlarının kısıtlanması anlamına mı geliyor? istiyorlar mı? Terör örgütü artık dağıldı diyemez, dağılsa bile kimseyi ikna edemez. Türkiye Cumhuriyeti şöyle bir soru sorsaydı; Onlarla birlikte yaşadığı için İmralı'ya giderek onları teşvik etmeye çalışıyor. Onlara sorun: Mahmur'un sonu ne olacak? kamp nasıl olacak? Terör kuluçka merkezleri ne olacak? Sadece Suriye Demokratik Güçleri'nden ya da Suriye'nin kuzeydoğusundaki PYD-YPG yapılanmasından bahsetmiyorum. Kuzey Irak'ta ne olacak? Kuluçka merkezi olarak hizmet veren kampların durumu ne olacak? “Bugün başımıza gelenler, tüm bu hususları bütünsel bir bakış açısıyla ele alamamanın sonucudur” dedi.
“ABD'NİN TEDARİK ETTİĞİ SİLAHLARI KİM VE HANGİ SEBEPLE Türkiye'ye TESLİM EDEBİLİR?”
Dervişoğlu, hukuki norm ihtiyacına ilişkin değerlendirmelere de değinerek, “Peki bunu nasıl yapıyorlar? Irak'ta terör bölgesinde veya rahat faaliyet gösterdikleri bir bölgede basın toplantısı yapıyorlar. Ellerinde en gelişmiş Amerikan silahları var. Ben de bu süreç başladığında 'PKK silahlarını bırakacak' diyerek milleti kandırmaya çalıştıklarını söyledim. ABD'nin sağladığı silahları Türkiye'ye kim, hangi sebeple teslim edebilir? Burada siyasi manevra alanı yaratmaya çalışıyorlar.” bunun üzerinde çalışılıyor. Muhtemelen sözünü tutmayacak bir devlet var gibi görünüyor; Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Ama yargılamanın devamı konusunda verdiği tüm sözleri tutan, sorumluluktan kaçmamak adına söylem geliştiren bir terör örgütü var. Üstelik bu terör örgütünün Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki siyasi uzantısı, üstü kapalı ifadelerle Cumhuriyet değerlerine, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine ve Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etmektedir. Türkiye'nin üniter devlet yapısını ve Türkiye'nin değerlerini sorguluyor. PKK'nın Türkiye'de hukuki normlara dayalı siyasi katılımının önünü açabilecek bazı girişimlere öncülük ediyor ve öncülük ediyor. Türkiye Cumhuriyeti'ni yönettiğini zannedenler, oluşturdukları komisyon tablolarıyla tüm bunlara aracılık ediyor. “Türkiye, pişirip önümüze getirdikleri bunca şeyi aynı düzlemde yaşamamış bir ülke değil mi?” dedi.
